8 Şubat 2016 Pazartesi

Şehirlerle İlişki Durumlarım

Balıkesir: Uzatmalı sevgili. Ne vuslat var, ne firkat.
Eskişehir:"Ben gözümü sende açtım" hukuku ya da  yıllar sonra tekrar karşılaşılmış çocukluk aşkı.
İstanbul: Kaprisli sevgili, sadece seyirlik.
Ankara: "Büyük aşklar, büyük nefretlerden doğar." Önce nefret ettiğim, sonra her halini, her mevsimini sevdiğim, her sokağını tanıdığım, dost olduğum...(Çocukluk aşkının yıllar sonra tekrar ortaya çıkması, tahtını sarsmış görünüyor. "Sevginin çok çeşitleri var, aşk var, sevgi var, dostluk var" hükmüne bağlandı olay, en azından şimdilik.)
Kızılcahamam: Aşk yaşanır, anlatılmaz.
Bursa: Karışık. 1992 öncesi hukuka dönülür mü, incelemeler devam ediyor.
Konya: Boşanma resmen-fiilen gerçekleşmiş. Eski eş üzerinden elde ettiğin bazı yakınlıkları ömür boyu sürdürmek istersin ya, Konya'daki aziz canlar da öyle benim için. Bir ömür boyu merhabayı kesmeyeceğin eski elti, yenge gibi. Allah'tan, Mevlana'yı ve Şems'i, Sadreddin Konevi'yi Konya ile hiç özdeşleştirmemişim.
Mekke-i Mükerreme: Karışık. ????
Medine-i Münevvere: Baba ocağı, ana kucağı.
Mardin: İlk görüşte aşk. (Aşık maşukuna sadece kendisi hitap etmek için isimler takar ya.. Madem Urfa Şanlıurfa, Antep Gaziantep, Maraş Kahramanmaraş oldu, ben de Mardin'imin adını Efsunlumardin olarak değiştirmeyi öneriyor, kendim oyluyor ve onaylıyorum.)
Malatya: Sevgilinin şehri kontenjanından "sevgili." (Hemen hikaye yazmayın, burada sevgiliden kasıt; Niyazi Mısri.)
Elmalı: İki sevgilinin şehri kontenjanından "sevgili." (Sevgilinin biri Niyazi Mısri, diğeri ise Ahmed Selahaddin Hidayetoğlu Çelebim Azizim.)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder