17 Şubat 2016 Çarşamba

Aynı bayat senaryo




Hatırlayın biz bu filmi önceden ne çok seyrettik! Aynı bayat konu yeniden senaryolaştırıldı, aktörleri değiştirildi ve film yeniden gösterime kondu. Aynı filmin bu topraklarda oynatılmasının 100. Yılı şerefine tekrarının çekilmesi sadece tesadüf mü? 100 yıl önce de karanlıklardan geçiyor ve savaşıyorduk, hiç olmazsa kimle savaştığımız belliydi. Şimdi? Biz benzer yollardan kaç kere geçtik, bilmem kaç kere daha geçeceğiz, kandan nemalananlar “bunlar akıllandı artık, serinkanlı olmayı her seferinde başarıyorlar, yeni numaralar bulmamız lazım” deyip -en azından- bu oyundan çekilene kadar. Türkiye’nin cehennem olduğu 99’da, 6 ay kaldığım Ürdün’de çözmüştüm olayı. Empati yapmıştım, “ben dünyayı yönetmeyi istiyor olsaydım ve karnım ve hırsım ve dahi meşrebim her tür yolu mübah sayacak kadar geniş olsaydı, Türkiye’yi asla boş bırakmazdım” demiştim kendi kendime. Meşum senaristlerin de bunu söyledikleri çok açık. “Kahretsin o kadar numara, o kadar mühendislik faaliyetine rağmen bulduğu her fırsatta başını kaldırıyor bu Türkler” diyor olmalılar... Bu bir “dış mihraklar” kaçışı değil. Başı her sıkıştığında “ah bu dış mihraklar” vaveylasıyla kendini hiç eleştirmeden topu taca atma kolaycılığı da değil. Ancak fark etmek lazım ki birileri için çok can sıkıcı bir geçmişimiz, küllerinden yeniden doğacak garip bir enerjimiz ve hiç farkında olmadığımız halde bizi diri tutan, inanılmaz kıymetli değerlerden oluşan bir mirasımız var. Anlatmaya çalıştığım sadece Türklüğe has bir hal değil, bu topraklarda oluşan bir sinerji. Bütün bunlar zoka atmaya devam eden ve atılan her zokayı yutan illa olacak demek ve asıl odaklanmamız gereken alan da burası. “İnsanlık eski vahşi hallerini terk etti artık, kendini eğitti, insancıl oldu, herkesten önce de güçlü ülkeler başardı bunu” masalına inanıyor muyuz? Başımıza çorap üstüne çorap örülmesine şerbetli olmak, her yeni fitne dalgasında yerle yeksan olmamayı başarmak lazım. Demokrasi bu coğrafyada zor diye ülkeyi alıp başka bir sahile taşıyacak halimiz yok. Bu oyunlara teslim olmayacağız. O buna sövecek, diğeri ondan da ağır konuşacak, bunun sonu yok. Bu oyunu ancak mümince düşünerek bozabiliriz, kin kusarak değil.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder