*Tanıştıktan sonraki ömrü sizi takdir etmekle geçmişse,
*Sizin derdinizi kendi derdi, sevincinizi kendi sevinci bellemişse,
*Onu tanıyan herkes hiç görmese bile az ya da çok sizi tanımışsa,
*Böyle geçmiş bir ömrün sonunda yoğun bakımda yarı kapalı-yarı açık bir bilinçle yatarken..konuştukları bir fısıltı bile oluşturamazken, durmadan sizinle konuşmuş, uzun bir yoldan kalkıp geldiğiniz için o halde bile sizi fırçalamışsa..Hayatınızla ilgili önceden defalarca konuştuğunuz bir konuyla ilgili gelişmeleri duyunca sevincini, merakını gözlerinden okumuşsanız...
*Ve bütün bunlar, bu evsafta bir ilişkiyi davet eden ebeveyn-evlat, eş, sevgililik, kardeşlik vb. bütün bağlardan azade olarak yaşanmışsa,
0 insan sizi gerçekten çok sevmiş demektir.
ve eğer siz de
*Tanıştıktan sonraki ömrünüz ona teşekkür, onu hayatınızda görevlendirene şükür ile geçmişse,
*Sizi tanıyan herkes hiç görmese bile az ya da çok onu tanımışsa,
*Ona bağlılığınızı, minnetinizi bir ömür boyu dile getirmişseniz,
*Zaman ve zemin mesafesi gönül bağını hiç koparamamışsa,
*Ve bütün bunlar, bu evsafta bir ilişkiyi davet eden ebeveyn-evlat, eş, sevgililik, kardeşlik vb. bütün bağlardan azade olarak yaşanmışsa,...
Siz de o insanı çok sevmişsiniz demektir.
20 Ekim 2014 Pazartesi
Bayramlık Pabuçlar
İki küçük kız bu ayakkabıları baş uçlarına koymuşlar mıdır acaba bayram gecesi? Sabah bir türlü olmamış mıdır onlar için? Bayramlaşmaya çıkarken ilk giydiklerinde yürekleri güp güp etmiş midir?Yürürken biraz büyükçe adımlar atarak kırmızı pabuçları göz ucuyla seyretmişler midir?.....
Biraz zor...46 yaşında iki akademisyenin içinde kırmızı pabuç giyecek kadar çocukluk hala var tamam da.. O kadar da değil...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)